Yandex.Metrica VI. Chakraların Açılması | Chakra El Kitabı | S.Sharamon - B.Baginski | Bioenerji, Refleksoloji, Masaj | 0 543 325 46 12

VI. Chakraların Açılması | Chakra El Kitabı | S.Sharamon - B.Baginski

VI. Chakraların Açılması

VI. Chakraların Açılması  Chakra El Kitabı  S.Sharamon - B.Baginski


Chakralarımızı sorun yaratmadan ve özgürleştirici bir yaklaşımla etkilemenin iki temel yolu vardır. İlk yol, chakralarımıza, engelsiz ve işlevine uygun enerji titreşimleri vermektir. Böyle enerji titreşimleri, doğada bolca bulunan elementlerle olduğu kadar saf, parlayan renklerle, değerli taşlarla, seslerle ve eter yağlarıyla da sağlanır. Bunların pratik uygulamaları, kitabın terapi bölümünde açıklanmıştır.

Chakralara, içinde bulunan enerjilerden daha yüksek ve saf frekanslara sahip enerjiler aktığı sürece titreşimler artar ve tıkanıklıklardan kaynaklanan düşük frekanslar yok olmaya başlar. Enerji merkezleri yoluyla yeni yaşamsal enerjiler emilebilir ve bu enerjiler hiçbir engelle karşılaşmadan sübtil bedenlere iletilebilir. Bu, enerji sistemimizde esen serin bir rüzgar gibidir. İçimizde akan prana, eterik bedene enerji sağlar ve buradan da fizik bedene enerji iletilir. Astral bedene ve zihinsel bedene akan enerji, bu bedenlerdeki titreşimlerden daha yüksek bir frekansa sahip olduğundan, tıkanıklıkları çözecektir. Son olarak, tüm enerji sisteminin nadileri, yaşamsal enerji dağıtarak, bedenin, zihnin ve ruhun daha yüksek bir düzlemde titreşip sağlık ve mutluluk yaymasını sağlar.

Bu temizleme ve saflaştırma işleminde, engellenen enerjiler serbest bırakıldığında, nitelikleri bir kez daha bilincimize girer. İlk anda tıkanıklığa yol açan duyguları korku, öfke ya da acı gibi bir kez daha yaşarız. Bedensel hastalıklar, tamamen temizlenmeden önce son bir kez daha ortaya çıkarlar. Bu sırada, kendimizi rahatsız, öfkeli veya tamamen yorgun hissedebiliriz. Kanallar temizlenip enerji içeri alındığında, derin bir mutluluk, dinginlik ve açıklık duygusu doğacaktır.

Fakat çoğu insanın, bu saflaşma sürecinden geçmeye cesareti yoktur. Çoğu zaman, gerekli olanı bilmediklerinden, süregelen deneyimleri gelişimlerinde bir gerileme olarak görürler. Doğrusu şu ki, enerji sistemimizdeki tıkanıklıklar ancak toplam gelişimimiz benliğimize yakından bakmayı sağlamışsa engellenecektir. Bu, bizi, bu bölümün başında bahsettiğimiz ikinci yönteme götürüyor. Chakraların doğrudan etkinleşmesi ve arınması yöntemine her zaman eşlik etmesi gerekse de, bu yol, tüm enerji sistemimizin uyuma kavuşturulması ve engellerden kurtarılmasına yarayan ayrı bir yol sayılır.

Bu yöntemin amacı, tam bir rahatlamaya yol açan mutlak kabullenme için bir iç yaklaşım yaratmaktır. Rahatlama, endişelerin, kasılmaların ve engellerin karşıtı ve ilacıdır. Bilinçli ya da bilinçsizce içimizdeki bir bölgeyi ya da varlığımızın parçalarını reddedip dışladığımız sürece tam rahatlamayı ve engellerin aşılmasını önleyen sürekli bir gerilim içinde yaşarız.

Zaman zaman rahatlamayı başaramadığını söyleyen insanlarla karşılaşıyoruz. Boş zamanlarında ya da tatilde bile bu insanlar sürekli olarak oyalanmaya ya da bir şeyler yapmaya ihtiyaç duyuyorlar ve dinlenme halinde gözüktükleri zamanlarda bile aslında içlerindeki dialoglar bitmiyor. Fiziksel olarak sakinleştiklerinde bir iç huzursuzluk duyuyorlar. Kendi kendine tedavi mekanizması bu insanlarda o kadar aktif ki, enerji sistemleri biraz sakinleşebilse engeller de çözülmeye başlayacaktır. Fakat bu mekanizmayı anlamadıklarından dolayı, sürekli olarak hareket halinde bulunuyorlar ve böylece engellenmiş enerjilerinin dengeye kavuşmasını ve temizlenmesini bastırıyorlar.

Diğer insanlar astral bedenlerinin içerikleriyle karşı karşıya gelmemek için kendilerini zihinsel bedenlerine kapatırlar. Bu kimselerde tüm tecrübeler zihin yoluyla ortaya çıkar. Analiz ederler, açıklama yaparlar, kategorize ederler ama asla tüm varlıklarıyla bir tecrübeye (deneyime) girmezler.

Bazen de chakralarını açmaya çalışan insanlarla karşılaşırız. Örneğin bir yol gösteren olmadan aşırı Kundalini yoga egzersizleri yaparlar ve sonuç olarak sadece söz konusu chakranın bilinçaltı içeriklerine gömülürler. Ve bu içerikleri zorlayarak yeni ve daha derin engeller yaratılır. Bazen de ruhsal bir yol izleyen biri bilinçsizce, düşük chakralarını tanımak istemediğinden sadece yüksek chakralarını aktifleştirir. Böyle bir kişi yüksek chakraların egemenliğinde harika tecrübeler kazanabildiği gibi, içinde bir eksiklik ya da kusurda hissedebilir. Mutlak neşe, tamamen canlı olma duygusu ve yaşama sığınma, ancak tüm chakralar eşit miktarda açıldığında ve frekansları mümkün olan en yüksek düzlemde titreştiğinde hissedilir.

Kayıtsız şartsız kabullenme yaklaşımı büyük oranda dürüstlük ve cesaret gerektirir. Dürüstlüğün anlamı, kendimizi, tüm zayıflıklarımızla ve olumsuz karakter özelliklerimizle görmeğe hazır olmaktır, hayal ettiğimiz gibi değil. Cesaret ise, gördüklerimizi kabullenmeye hazır olmaktır. İstisnasız herşeye "evet" demektir.

Yaşadığımız sürece sevgilerini kazanmak için anne-babalarımızın bizim hakkımızdaki yargılarını benimsedik. Toplumun, bir grubun ya da idealin beklentilerine uygun bir yaşam uğruna belli duygularımızı bastırdık. Bunların hepsinden vazgeçmek, sadece kendimize güvenme ve çevremizdekilerin sevgisini, takdirini kaybetme anlamına geliyor. İçimizdeki enerjilerin olumsuz ifade şekillerine sahip olmalarının nedeni de bu reddetme ya da kabullenme eylemi. Bastırılan duygular, "kötü" sonuçlar doğuruyor, çünkü sevgi ve anlayışla yüzleşeceğimize onları reddediyoruz. Ne kadar kuvvetli reddedilirse o kadar kötü ve zararlı oluyorlar ve bir gün sevgi ile özgür kalana dek bu devam ediyor.

Ve nihayet, her duygunun arkasında, özgün, cennetsi birliği yeniden kazanma isteği var. Fakat dünyanın nesnelere bakış açısına uyduğumuzda ve beş duyumuz ve zihnimizle algıladığımız bu dış gerçekliği tek gerçek olarak gördüğümüz sürece, yaşamın tümünde birlik ve bütünlük isteği, sahip olma arzusuna dönüşüyor. Maddi nesnelere olduğu kadar bir kişiye, bir mevkiye, sevgi ve takdir kazanma isteği de, tekrar tekrar hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor veya umduğumuz kalıcı mutluluğa ulaştırmıyor. Oysa bu, ancak iç birlikle başarılır.

Yeni hayal kırıklıklarından korktuğumuz için, enerjilerimizi tutuyoruz ve enerji sistemimiz tıkanıyor. Yukarıya doğru çıkan enerjiler, engellerle bozuluyor ve sık sık çevremizdekilerin sevgisini kaybetmemek için alıkoyup bastırdığımız duygulara yol açıyorlar.

Dikkatimizi hiç bölmeden duygularımıza vererek, bu neden-sonuç çarkını durdurabiliriz. İşte o an değişmeye başlayacaklar, çünkü sonunda, onların, birlik isteğiyle meydana çıkan özgün biçimlerinde, engellenmiş enerjiler olduklarını anlayacağız. Artık, olgun bir bütünlüğe giden yolda bize yardımcı olacaklar. Basit bir benzetme bunu kafanızda canlandırabilir. Eğer bir kişiden korkuyorsanız ve onu kendinizden uzak tutuyorsanız, onun tüm varlığını asla öğrenemezsiniz. Fakat ona ilgi gösterirseniz ve mutlak sevginizi hissetmesini sağlarsanız, yavaş yavaş size açılacaktır. Göreceksiniz ki, sizin kandığınız olumsuz davranışları arkasında, hayal kırıklığına uğramış bir başarma arzusundan başka birşey yok. Anlayışınız, onun gerçek başarı yoluna adım atmasına yardımcı olacaktır. Sizin duygularınız da bu kişininkilerle aynı süreçten geçiyor.

Bu, yansız kabullenme, Yüksek Benliğimizin yaklaşımına uyuyor. Bunu bilinçli olarak benimseyerek kendimizi içimizdeki rehberin titreşim düzlemine açarız ve tam sağlık ve bütünlüğe götürme görevini ona veririz.

Yüksek Benlik, bizi İlahi Varlığa bağlayan ruhumuzun bir parçası. Zaman ve uzayla sınırlı değil. Yani her zaman, kendi yaşamımız kadar evrendeki tüm yaşamı da ilgilendiren bilgi hazinesine girebilir. Eğer onun rehberliğine güvenirsek, bizi en düz ve dolaysız yolla iç birliğe yöneltecek ve enerji sistemimizdeki engeller, akla gelen en yumuşak şekilde kalkacaktır.

Bu ilkeleri anlarsak, kitapta anlatılan terapileri en iyi sonuçları verecek şekilde uygulayabiliriz. Ne kadar sevimsiz ve olumsuz olsalar da, terapi sırasında ortaya çıkan duyguların akmasına izin verin. Onlara yansız ilgi ve sevginizi verin ve kendinizi Yüksek Benliğin iyileştirici gücüne bırakın.

Böyle bir kabullenme yaklaşımını uygulamanıza yardım edecek, engellerinizi aşmanıza yardım edecek ve Yüksek Benliğinizin iyileştirici güçlerinin görevlerini yapmalarını sağlayacak çeşitli meditasyon şekilleri vardır. Bu meditasyon tekniklerinden biri, kişisel deneyimlerimize dayanarak önerebileceğimiz Transandantal Meditasyon, ya da kısaca TM. En dolaysız yaklaşımla, hiçbir çaba göstermeden ya da konsantrasyon sağlamadan inan bilincinin saf "oluş hali"ni duyumsamasını sağlıyor. Engellenmiş enerjilerin kendi kendilerini özgürleştirmeleriyle birlikte, gittikçe artan bir berraklık, bir açıklık bu sürece eşlik ediyor. Özgürleştirilen düşünceler ve duygular dışlanmıyor, sadece artan bir rahatlama ve mutluluk duygusuyla yer değiştiriyor. Bu meditasyon yöntemi çok etkili bir araç. Doğru kullanırsanız, chakralarınız birbiriyle uyumlu bir şekilde harekete geçecek, enerji sisteminiz temizlenecek ve zihinsel ve ruhsal potansiyelinizin farkına varacaksınız. Ancak TM, yalnızca yetkili bir öğretmen yardımıyla öğrenilebilir. Diğer meditasyon türleri de size yolunuzda yardımcı olabilirler. Fakat seçtiğiniz meditasyon şeklinin duygularınızı ve düşüncelerinizi yargılamadığından ya da dışlamadığından emin olun. Seçtiğiniz arınma sürecinde, duygu ve düşüncelerinizin bütünle birleşmiş bir parça olarak görüldüğüne dikkat edin. En etkili ve doğal meditasyon şekillerinde bile, alışkanlık sonucu, yaşadıklarınızı yargılamaya başlayabilirsiniz veya engellerin kalkması sırasında ortaya çıkan, hoşunuza gitmeyen deneyimleri baskı altına almak isteyebilirsiniz. Böyle bir durumda, tarafsızlığınız bozulacağından, meditasyonun etkisi azalacaktır. İyi eğitilmiş bir öğretmen, gerekli yaklaşımı kazanmanıza yardımcı olacaktır.

Kendinizi her şeyinizle sevip kabul etmeyi öğrendiğiniz zaman, bunları auranızdan titreşimler halinde yayarsınız ve dış dünyadan benzer deneyimleri çekersiniz. Bu demektir ki, kaybetmekten korktuğunuz başkalarının sevgi ve takdirini bu kez gerçekten kazanırsınız. Onlar da sizi olduğunuz gibi kabul etmeye başlarlar ve hatta kendiniz olma cesaretinizi hayranlıkla karşılarlar. Gerçek sevgi ve birlik, ancak bu koşullar altında mümkün olur.

Bu konuyla ilgili son bir noktadan daha söz etmek istiyoruz. Holistik gelişim yolunda, tüm engelleri ortadan kaldırmamış olsanız bile, chakralarınızın açıldığı evreler olabilir. Bu halde, auranıza giren enerjilere karşı çok duyarlı olacaksınız, fakat yapıcı enerjileri çeken titreşimleri yayamayacak ve çevrenizdeki negatif titreşimleri nötralize edemeyecek, zararsız hale getiremeyeceksiniz.

Bu evrede, kendinizi, tatminsizlik, düşmanlık ya da saldırganlık titreşimlerinin baskın olduğu bir atmosferde bulabilirsiniz. Chakralarınız negatif enerjilerle yüklü olabilir ya da kendilerini korumak için daralabilirler. Her iki durumda da sonuç, pozitif yaşam enerjisi yetersizliği olacaktır.

İki kişinin enerji alanları temas ettiğinde ya da giriştiğinde, doğrudan bir alışveriş ve enerjilerin karşılıklı etkileşimi olur. Bilinçizce, istesek de istemesek de diğer kişinin enerji düzeyini algılarız. Bir kişiden hoşlanıyorsak veya hoşlanmıyorsak, bunun asıl nedeni, onun aurasında hissettiğimiz enerji titreşimlerinin doğasıdır. Korku, tatminsizlik ya da öfke algılıyorsak, bu titreşimler yalnızca kişi hakkındaki izlenimimizi değil, kendi enerji sistemimizi de etkileyecektir. Belirli bir nedene dayanmadan, bir kişinin varlığında kendinizi gergin ya da rahatsız hisediyorsanız, bunun nedeni o kişinin aurasının yaydığı titreşimlerdir. Diğer taraftan, bir kişinin aurasında mutluluk, sevgi ve berraklık algılıyorsanız, birbirinize tek bir söz söylememiş olsanız bile, onun varlığında kendinizi çok iyi hissedersiniz.

Bir grup insanın toplam auraları ortak bir amaç için bir araya gelince öyle güçlü bir etki oluşur ki, grubun her üyesi bu akıntıya kapılır, spor olaylarındaki taraftarların ortak duygusunu hatırlayın. Ve bir grup insan dua ya da meditasyon için bir araya gelirse, bireysel olarak bir üye normalde mümkün olandan çok daha yüksek bir bilinç düzeyine yükselebilir.

Madde titreşimleri saklayabildiği için, mekanların da kendi auraları vardır. Bu, özellikle kapalı alanlarda yüksek düzeylere çıkar. Küçük çocuklarla ilişkilerimizde uygulayabileceğimiz için bu ilişkileri anlamak gerçekten önemli. Genç insanın enerji sistemi hala tüm enerji titreşimi çeşitlerini alabilir. Sevgi dolu düşüncelere olduğu kadar çevresindeki gerilim, tartışma ve saldırganlıklara da duyarlıdır. Çocuğun maruz kaldığı çok sayıda garip titreşimlere karşı, anne ve babanın ya da başka güvenilir bir yetişkinin aurası çocuğu zararlı titreşimlerden koruyan bir kalkan görevi görecektir. Bebeği çocuk arabası yerine kucakta taşımanın tercih edilmesi bunun içindir.

Kendi chakralarımız kadar çocuklarımızın chakralarını da rahat ve açık tutma konusunda, yetişkinler olarak çok yardımcı olabiliriz. Temelde kendi enerji yayışımıza uyan titreşimleri ve koşulları çeksek de bir dereceye kadar yaşamımızın dış koşullarını belirleme fırsatına da sahibiz. Örneğin, bir sevgi ve mutluluk atmosferi yaratacak etkinliklere katılabiliriz. Pozitif, yararlı enerjiler yayan ortamlara girebilir, evimizide böyle bir yere dönüştürebiliriz. Hoş renkler, çiçekler, kokular ve rahatlatıcı bir müzik, uyumlu ve olumlu bir atmosfer yaratmamıza yardım edebilir. Evimizde hangi televizyon programını izleyeceğimizi, nasıl konuşmalar yapacağımızı ve hangi aktiviteleri düzenleyeceğimizi belirleyerek, evde bulunan herkesin enerji sisteminin rahat ve üretici olacağı bir ortam hazırlayabiliriz.

Kendi iç dünyanız için de yapabileceğiniz çok şey var; özellikle kendinizi çevreden gelen istemediğiniz etkilere karşı koruma anlamında. Dışarıya yayılan sevgi, tüm negatif titreşimleri nötralize edebileceği ya da değiştirebileceği için, karakter terapisini uygularken kalp chakranızın açılmasına özel bir ilgi göstermenizi öneriyoruz. Sevginizi açabilme yeteneği, bazı yanlışlıklara karşı özel bir meydan okuma eylemini temsil ediyor.

Bununla birlikte, kalp chakranızın gelişmesi, başkalarının olumlu yanlarının farkına varmanızı ve yalnızca bu titreşimlerin içinize girmesini sağlar. Sizin desteğinizle bu nitelikler kendiliğinden güçlenecek ve karşınızdaki kişide canlanacaktır. Her ilişki, her iki kişi için de bir kazanca dönüşebilir.

Aktif olarak yayılan titreşimler, tüm koşullarda iyi bir korunma sağlayacaktır. Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeyi öğrendiğiniz ve enerjilerinizi açıkça yaydığınız sürece, çevrenizdeki negatif titreşimler auranıza giremeyecektir. Kendi içinizde tamamen açık ve rahat olursanız, dış gerilimler içinize giremez ve sizi olumsuz yönde etkileyemez. Elbette, bu yeteneklerin ileri bir gelişim aşamasında kazanılacağının farkındayız. Bu yüzden, istenmeyen etkilerden korunmanız veya negatif enerjilere karşı koyabilmeniz için birkaç basit yöntemden söz etmek istiyoruz.

Herhangi bir koşulda kendinizi korumak ya da etkinizi artırmak istiyorsanız, taç chakranızdan bedeninize bir ışık girdiğini hayal edin ve yine hayal gücünüzü kullanarak, bu ışığı solar pleksüs chakranızdan geçirdiğinizi ve böylece bedeninizi tüm olumsuz etkilerden koruyan bir ışık kalkanıyla çevrelediğinizi görmeye çalışın. Solar pleksüs chakranızdan yayılan bu ışığın bir şelale kadar güçlü aktığını ve önüne çıkan tüm negatif titreşimleri alıp götürdüğünü hayal edin.

Etkili bir koruma sağladıklarından, eterik yağları da chakralarınıza doğrudan uygulayabilirsiniz. Auranızı saf bir ışıkla dolduracak, dışarıdan gelen gerilimleri ve uyumsuz etkileri nötralize edeceklerdir.

Bir kaya kristalini kendinize yaklaştırdığınızda, auranızın ışığı ve koruyucu kalkanı yoğunlaşır. Kaya kristalinin ve eter yağlarının etkileri birbirini çok iyi tamamlarlar. Ayrıca, ipek iç çamaşırları da koruma sağlarlar ve özellikle küçük çocuklara ve yeni emeklemeye başlamış bebekler için tavsiye edilir.

Ani bir korku, şok ya da öfke yüzünden kendinizi rahatsız hissettiğinizde, sizi bu birikmiş enerjiden kurtaracak etkili bir yöntem göstermek istiyoruz. Bunun için, ayaklarınız hafifçe aralık olarak ayakta durun ve birkaç saniye boyunca kaslarınızı bütün gücünüzle kasın. Yalnızsanız, mümkün olan en yüksek sesle bağırın; yalnız değilseniz, ciğerlerinizdeki havayı bir nefeste dışarı verin. Bu alıştırmayı, kendinizi daha iyi hissedinceye kadar yapın. Enerji sisteminizin baş edemeyeceği kadar ani bir deneyim sonucu oluşmuş tıkanıklıklar gevşeyecektir. Derin, rahatlatıcı bir uykudan kalkmış gibi gerinmek de aynı etkiyi yaratabilir. Bazı insanlarda kas gerilmesi, meditasyon sırasında kendiliğinden oluşacaktır. Bu, alıştırmanın yararının ve etkisinin açık bir göstergesidir.

Share on Google Plus

About Bursa Bioenerji

Bursa Bioenerji, Refleksoloji, Masaj Uygulamaları | 0 543 325 46 12
    Blogger Comment
    Facebook Comment

0 yorum:

Yorum Gönder